SENİ ŞÖYLE ALALIM KADER EFENDİ

Merhaba🧡

Kendimizi ne kadar disiplin altına alırsak alalım, umulmadık bir anda “kader efendi” beliriyor.. Ve bizim için planladıklarını bir bir sunuyor. Bunlar kimi zaman hayatımızı sabote eden sinir bozucu şeyler oluyor. Kimi zaman da ufak tefek tatlı mucizeler… Ki bundan birkaç ay önce, bana her ikisini birden sunup, şaşırtıp geri çekiliyordu. Bence kaderin tarzı biraz garip!

“E peki ne olacak?” diyordum haliyle.  Aylardır  kafamın içinde döne döne kocaman bir yumağa dönüşen o kadar çok şey vardı ki. Öyle ki, çözmek bir yana dursun, düşünmeye dahi mecalim yok gibi hissediyordum. İşe gidiyor, en rutin işleri bile sürünerek yapıyor eve geçer geçmez yorganı tepeme kadar çekip uyumaya çalışıyordum. O kadar yorgun o kadar mutsuz hissediyordum ki… Bu dibe vurmuşluk hali hiç geçmeyecek zannediyordum.

Sonra tabi ki, sihirli bir çubuk omzuma dokunmadı. Sadece artık silkinip kalkmam gerektiğini biliyordum. Çünkü, uzun zamandır üniversiteydi, yüksek lisanstı, işti derken o kadar uzak kalmışım ki ailemden, farkında olmadan kendi kendimin ebeveyni olmuştum. Bunun zor ama güzel bir deneyim olduğunu yeni yeni anlıyorum. Hatta birkaç yıl sonra daha iyi anlayacağımdan eminim.

Kafamın içinde, çözmeye mecal bulamadığım yumaklara gelince…

Klişe gelebilir ama hayatımızdaki bazı şeyleri temize çekmek için yeni bir yıldan daha uygun bir zaman dilimi yok bence. Bu yüzden, Aralık ayı boyunca uzun uzun düşündüm, boğulacak gibi oldum, kafam daha da karıştı. Sonra durdum bir an ve şu zamana dek istediğim, benim olan, elimden kayıp giden her şeyi ve en önemlisi uzun zamandır unuttuğum o savaşı düşündüm. Ve hikayemi… Güzel olsun diye çırpındığım o hikayemi…

Sonra, “Ben bu dünyadan düşlerimi gerçekleştirmeden, bunun için en azından bir çaba göstermeden ayrılmak, bir iz bırakmadan kayıp gitmek istemiyorum.”  dedim.

Ve “Kader Efendi”yi şöyle bir kenara alıp, kafamın içindeki yumakları bir bir çözmeye başladım. Dağınık bir odayı toplar gibi her şeyi yerli yerine koydum, kullanmadıklarımı attım ve eksik olanların listesini çıkardım. İşten ayrıldım. Spotify listemi, WhatsApp ve Instagram kişi listemi temizledim. Bu biraz zihinsel detox gibi oldu ve şuan inanılmaz rahat hissediyorum. Yine uğraştığım işlerim var. Ama gözümü korkutmayan, kalbimin yerinde  çıkmasına sebep olacak işler değil…

Bence bir şeylerin zamanla rayından çıkması normal. Bizim irademizin dışında da gerçekleşen şeyler var sonuçta.  Ama önemli olan bu dağınıklığın fazla büyümeden farkına varıp toparlayabilmek. Sonrasında illaki yeniden düzene giriyorsunuz zaten.

Bir sonraki gönderide yeni sene için aldığım kararlardan detaylıca bahsedeceğim. Şimdilik hoşça kalın.🧡

Yazar

fatmaadmis@gmail.com
Selam, ben Fatma, Halkla İlişkiler ve Reklam bölümü doktora öğrencisiyim. Aynı zamanda kreatif bir tasarım ajansında Dijital PR Danışmanı ve İçerik Üretici olarak çalışıyorum. Blog dünyasındaki 9.yılım. Hep şuna inandım. Hepimiz dünyaya geldiğimizde aslında bir çemberin içine doğuyoruz. Ve büyüyüp yaş aldıkça, bir şeyleri anlamlandırmaya başlayınca o çemberin içinden dışarı taşmaya çalışıyoruz. Tabi bunu yaparken çeşitli zorluklarla karşılaşıyor, bazı yokuşlardan yukarı tırmanmaya çalışıyoruz. O esnada bazı insanlar zorlandığımızı görünce "gel, bir de bu yolu dene." diyorlar. Halbuki gösterdikleri yol onların yolu, bizim değil. O yüzden diyorum ki yokuşlarımız yalnızca bizi alakadar eder. Çünkü çemberimizden ancak bu şekilde taşabiliriz. Burada bana ilham veren kişilerin öykülerini, okuduğum kitapları, izlediğim film ya da belgeselleri yani beni çemberimden taşıran şeyleri paylaşıyorum. Eğer sen de ilhamını bulmak ve çemberinden dışarı taşmak istiyorsan bu öğrenme yolculuğunda bana eşlik edebilirsin.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir