Merhaba,
Dikkatinizi çekti mi bilmiyorum ama kitap dükkanlarının ve web sitelerinin vitrinleri kişisel gelişim kitaplarıyla doldu taştı. Her geçen gün Japonların uzun yaşama sırlarından tutun da, Danimarkalıların mutluluk formüllerine kadar yığınla kitap basılıyor. Üstelik “Secret” tarzı bu kitaplar son zamanların en çok okunan kitapları arasında !
Peki, ama bir sebebi olmalı değil mi?
Yoksa, bir insan neden bir şeyleri kafaya takmamak, çok başarılı olmak, bir kimlik oluşturmak ya da hayatını yoluna koymak için, sorunlarından haberdar olmayan bir yazarın çözüm önerilerini reçeteli bir ilaç gibi alır ki?
Bence bir varoluş sıkıntısı var hepimizde. Kendimizi yeterince tanımıyoruz. Tanımadığımız için konumlandıramıyoruz. Konumlandıramadığımız için de beğenmiyoruz. Sonra da böyle, hayatını ütülü ve kusursuz sandığımız kişilerin yüzeysel çözüm önerilerine sarılıyoruz. Yani kolaya kaçıyoruz esasında. Peki çözüm sadece kişisel gelişim kitapları mı olmalı? Bence hayır.
Çünkü kişisel gelişim, hepimizin doğduğu andan itibaren başlayıp öleceği ana kadar devam eden bir süreç. Bu süreci besleyen şey de, deneyimlerimiz, yaralarımız, korkularımız… Ve bunları bu tarz kitaplardan aldığımız gazla bastırmaya çalışmak bence çok tehlikeli.
Yüz yılın trajedisi
Hatırlar mısınız bilmiyorum ama bir dönem çoğu insanın elinden düşürmediği “ Yaşamak,sevmek ve öğrenmek” diye bir kişisel gelişim kitabı vardı. Leo Buscaglia’ya ait olan bu kitap hemen hemen dünyanın birçok yerinde yok satıyordu. Kitabında, insanlara bir kere de olsa “seni seviyorum “ demeyi aşılamaya çalışan, sevgi dolu hayatın püf noktalarını anlatan kişisel gelişim yazarının intiharı yüzyılın trajedisiydi bence. Daha bunun gibi o kadar çok örnek var ki.
Demek istediğim mutluluk ve özgüven dopingi yapan bu tarz kitaplar sadece belirli bir süre etki yapıyor ve sonra bu etki tamamen sönüyor. Çok fazla iyimser düşünecek olursak kişisel gelişim sürecinde ( bu türdeki kitaplara çok fazla acımasız olmamak adına) belki sadece ufak bir basamak olabilirler. Ama asla kişisel gelişimin tamamına katkı sağlamıyorlar.
Bir kanaat önderi değilim. Ama yine de bence, hayatımıza yön veren şeyi ancak biz bilebiliriz. Bu bazen bir şeyleri akışına bırakmakla bazen bir film, bir tiyatro, bir kitap ya da rastgele dilimize dolanan bir şarkı bile olabilir. Asla sadece bu kitapları okuyarak değil. Bunlar sadece (belki) parametreleri….
Sevgilerimle🧡