Selam!
Umarım kendinize vakit ayırabildiğiniz bir hafta sonu geçirmişsinizdir. Öyle değilse bile size tam da yeni haftanın ilk günlerinde işinize yarayacak, modunuzu yükseltecek bir yazı yazıyorum. Konumuz; yaratıcılığı öldüren davranışlar…
Şimdi yaratıcılık konusu aslında zaman yönetimi yani daha doğrusu zamanı nasıl değerlendirdiğinizle bağlantılı biraz.
Nasıl?
Şöyle ki…
Bugünün dünyasında kullandığımız tüm teknolojik ürünler, bilgisayar ya da telefon ekranlarında karşımıza çıkan “şunu da al, buna da bak” tarzındaki içerikler, dışarıya çıktığımızda billboardlarda gördüğümüz reklamlar, avm içinde saatin olmaması ve yürüyen merdivenlerin sürekli yer değiştirmesi… Bunların ve daha aklımıza gelmeyen birçok şeyin tek bir amacı var: Bizi oyalamak…Hatta hipnotize ederek oyalamak…
Bu oyalamacanın sebep olduğu en kötü şey de “beynimizi uyuşturup vaktimizi çalması, odaklanma problemleri yaratması…İşte tüm bunlar da bir zaman sonra fark etmesek bile yaratıcılığımızı öldürüyor.
Şimdi yaratıcılığı öldüren faktörleri biraz netleştirerek bakalım ve sonrasında da bunun için neler yapabiliriz, bunun üzerine konuşalım:
1.Sosyal medyada kaybolmak
Bunu ben çok fazla yapıyordum. Hatta hala mücadele ettiğim konulardan biri. Elimize telefonu aldığımızda öyle hipnotize oluyoruz ki, zamanın nasıl aktığını unutuyoruz. Çünkü bir şeye bakmak için girdiğimiz bir platformda karşımıza çıkan başka bir başlık daha çok dikkatimizi çekiyor ve dönüp ona bakıyoruz. Sonra kafamızda bizi asıl konudan uzaklaştıran bir sürü yeni sekme açıyoruz. Ve aslında hiçbir şekilde işimize yaramayan bu sekmeler zihnimizi o kadar gereksiz bilgiyle dolduruyor ki, bu da asıl işimize karşı odağımızı yitirmemize sebep oluyor. Yani anlayamıyor ve üretemiyorsunuz haliyle.
2. Konfor alanından çıkamamak
Diyelim ki çalıştığınız şirkette sizden bir proje isteniyor. Bunu yaparken sadece belirli mecraları araştırırsanız, konuya sizi yormayacak ve zihninizi çok zorlamayacak açılardan, bilindik yöntemlerle yaklaşırsanız maalesef çok iyi bir iş çıkaramazsınız. Bu yüzden ister şirketiniz için bir çalışma isterseniz okulunuz için bir ödev hazırlıyor olun alışılmışın dışına çıkmak sizi her anlamda geliştirecektir. Ve bunu yaptığınızda, kendinizi korkarken, şüphelenirken bulabilirsiniz. Ki konfor alanının dışına çıkmak bu duyguları da hissettiriyor zaten. Ama sonrasında meydan okuma ve cesaret duyguları yeniden sizi yakalıyor.
3. Aşırı bilgi yüklemesi yapmak
İşte benim yaptıklarımdan biri daha! Neyi araştıracağımızı netleştiremediğimiz zaman genelde her şeyi araştırıyor ve aşırı bilgi yüklemesi yapıyoruz. Bu da zihnimizin yorulmasına sebep olduğu için eyleme dökemiyoruz ve döksek bile ortaya iyi bir iş çıkaramıyoruz. Benim bu olaya yaklaşımım şu şekilde: Neyi istediğimi netleştirmek. Bu sayede gereksiz bilgi yüklemesi yapmıyor ve karşıma çıkanları zihnimin süzgecinden geçirebiliyorum. Ve evet söylediğim kadar kolay değil!
4. Tüm gün oturmak
Hareketsizlik kadar insanı tembelleştiren bir şey yok. O yüzden çalışırken arada bir yerinizden kalkmak ve imkanınız varsa kısa bir yürüyüş yapmak çalışmanızı olumlu yönde etkileyecektir. Yürüyüş yapmak zihnin daha aktif bir şekilde çalışmasını sağlıyor. Bunun en güzel örneğini son kitabında İlber Ortaylı anlatıyor. Ve birçok ünlü filozofun ve yazarın düşünmek için uzun uzun yürüdüğünden bahsediyordu.
Hatta bu konu ile ilgili çok sevdiğim şöyle bir cümle var, onu da buraya bırakmak istiyorum:
“Yaşamak için ayağa kalkmadıysan, yazmak için oturmak ne kadar beyhude.”
Henry D. Thoreau
5. Uykumuzu yeteri kadar almamak
Her ne kadar az uyuyanlar çok zekidir gibi bir söylenti olsa da, buna kesinlikle katılmıyorum. Çünkü uykusunu iyi almış dinç bir insanın zihni ile uykusuz ve yorgun birinin zihni kesinlikle aynı performansı göstermez. O yüzden eğer yoğun çalışan biriyseniz, işlerinizi en az bir gün öncesinde planlayın.
Ardından da önem sırasına göre uygulamaya başlayın. Ve mutlaka belli bir uyku saatiniz olsun. Uyumak için yatağınıza geçtiğinizde telefon başta olmak üzere tüm uyaranları kendinizden uzakta tutun. Bu sayede çok daha kolay bir şekilde uykuya teslim olursunuz. Ve tabi ertesine güne dinç başlarsınız.
6. Çok fazla detaycı olmak
Riskleri göz önünde bulundurmak ve her ihtimali düşünmek gerçekten çok önemli bir özellik. Ama bunu aşırıya kaçıyorsanız yani çok fazla detaycı biriyseniz bu durum herhangi bir konuda sonuca ulaşamamanıza sebep olur. Dolayısı da bu duygu sizi o kadar çok yorar ki, bir süre sonra üretememeye başlarsınız. O yüzden olaylara,üzerinde çalıştığınız projelere, hazırladığınız ödevlere karşı aşırı detaycı bir tavırla yaklaşmayın. Bu duyguyu yönetmeye çalışırsanız, bu hem işlerin daha hızlı sonuçlanmasına hem de stresinizin azalmasına sebep olur.
Telaş çağı…
“Sabır, bekleyebilme kabiliyeti değil; beklememizi gerektiren durumlar karşısındaki tavrımızdır.”
M. Serdar Kuzuloğlu
Bu arada tam da içinde bulunduğumuz bu aceleci dünyada sizi “zaman, internet ve teknoloji” üzerine düşündürecek, durup bir nefes almanızı sağlayacak bir podcast önerim var. Sevgili Serdar Kuzuloğlu’nun “Zihnimin Kıvrımları” isimli podcast kanalında “Telaş Çağı” bölümünü mutlaka dinlemenizi tavsiye ederim.
Umarım bu yazı haftanın geri kalanını “güzel ve verimli geçirme” konusunda size fayda sağlar.. Bana yorum yapmayı ve tavsiyelerde bulunmayı unutmayın.
Hepinize harika bir hafta dilerim.
Sizi seviyorum.