Merhaba🧡
Mucize gibi 2 sene yaşadık.
Evet, mucize diyorum çünkü ilk defa tüm dünya ülkeleri ile, aynı anda ve aynı konuda hem fikir olduk: “Yaşamak ya da ölmek…” konusunda. 🌱
Günlerce, aylarca ve tüm yıl boyunca bir fırtınanın içinde savrulduk. Şimdi, hiçbirimiz fırtınadan önceki kişiler değiliz.
Çünkü evlere kapandık.
Alışkanlıklarımız değişti, tükettiklerimiz değişti, tüketimde önceliklerimiz değişti.
Evdeki çiçekleri, vazonun rengini, perdenin kirini, aramadığımız kişileri, unuttuğumuz “benliğimizi” hatırladık.
Evimizin sessizliği ile “her sabah şişmiş gözlerle içine atladığımız dünyanın, gri ve asık suratlı iş yerlerinin” arasındaki derin uçurumu ölçtük. Sonra dönüp tekrar eve baktık. Fight Club filmindeki Edvard Norton’a benzediğimizi fark ettik. Ne kadar çok şey almışız, çoğuna aslında hiç gerek yokmuş. Bazılarını da hiç kullanmamışız bile… Ama yine de hiç biri yetmemiş.
Yetseydi, Maslow’un İhtiyaçlar Piramidindeki dip seviyeyi yaşamazdık zaten. “Yaşama ve beslenme ihtiyacı!”
Yetseydi, un ve yağ raflarını boşaltmazdık.
Peki sorun neydi?
Sorun; sınırlarını bilmeden, kendini tanımadan, içindeki sese kulak vermeden, evini bir otel gibi kullanarak yaşayan, satın aldıkça cebinden çok ruhunda eksilme yaşadığını bilmeyen bizlerdik. Bence artık öyle değiliz. En azından çoğunluğumuz… Bir nevi “aydınlanma” çağı gibi bir şey oldu bu yıl.
Şimdi önümüzde, el değmemiş, tertemiz ve hakkında hiçbir fikrimizin olmadığı yeni bir sene var. Biraz da korkuyoruz. Ondan sıfıra doğru sayıp, yeniden bebek yaşımıza dönmüş gibi bir adım atacağız. Ve eğer 2020/2021 fırtınasının içinden “farkındalıkla” geçebildiysek kendimize sormamız gereken bazı şeyler var.
” Eğer o fırtınada değiştiysem, ben gerçekten ne istiyorum?
O yıla rağmen hala değişimden korkuyor muyum?
Bedenime ve ruhuma iyi bakabiliyor muyum?
Birçok şeyin gelip geçici, “sağlığın ve kendine yetebilmenin” esas olduğunu anlayabildim mi?
Peki şimdi ne yapacağım?”
Bence bu soruların her biri üzerine derin derin düşünmeli ve bir yol haritası belirlemeliyiz. Mesela şöyle:
GÜNDELİK HAYATTA
* Bir kere güne her zaman erken başlamalıyız.
* Koşuşturmanın içerisinde kendimizi kaybetmek istemiyorsak rutinler oluşturmalıyız.
* İşlerimizi mutlaka ama mutlaka bir gün öncesinden planlamalıyız. Ve bu planlama içerisinde kendimize yer vermeliyiz. ( öz bakım/kişisel gelişim…)
Bu ilk üç madde sayesinde, gündelik hayat içerisindeki “normallik hissini” yakalamış olacağız ve bu bize güven verecektir.
* Veee sevdiğimiz insanları, varsa eğer kedimizi/köpeğimizi, bakıyorsak eğer evdeki bitkilerimizi ihmal etmemeliyiz. Her birine gereken ilgiliyi göstermeliyiz.
VERİMLİ OLMAK İÇİN
* Dikkatimizi dağıtan uyaranları yok etmeliyiz. ( Bizi çalışmaktan, doğru ve olumlu düşünmekten alıkoyan müzik listemizi temizlemeliyiz.)
* Sürekli tüketmeye yönelten alışveriş uygulamalarını ya silmeli ya da bildirimlerini kapatmalıyız.
* Sürekli ulaşılabilir olmanın yarattığı dikkat dağınıklığından kurtulmak için Whatsapp ya da benzer uygulamaları biraz daha ölçülü kullanmalıyız.
* Alışveriş yapma isteğimiz geldiğinde bunu bir liste haline getirmeli ve gerçekten ihtiyacımız olup olmadığını kendimize dürüstçe sormalıyız.
* Kişisel bir bütçe planı yapmalıyız. Ve bu sayede tüm ay içerisindeki harcamalarımızı kontrol edebiliriz.
İŞ HAYATIMIZDA
* Toksik ilişkilerden/insanlardan uzak durmalıyız. Çizgiler önemlidir.
* Hiçbir iş, gündelik yaşamınızdaki motivasyonunuzu etkileyecek ölçüde önemli değildir. Bunun farkına varabilmek ise gerçekten önemli!
* Mesela yeni senede bir kariyer planlaması yapmalıyız bence. Bir iş yerinde sadece günü kurtarmak için çalışmıyorsak ve bulunduğumuz pozisyonda sabit kalmak istemiyorsak iyi bir kariyer planlaması şart. Kariyerimizde yükselmemize imkan vermeyen, aksine bizi bedensel ve ruhsal olarak tüketen bir yerdeysek o iş yeri ile artık yollarımızı ayırmalıyız. Karşılığını maddi/manevi alamadığını işlerin “ama tecrübe kazanıyorsun” yalanı da bırakın onlara kalsın. Dünyanın sonu değil!
Esas olan bizlerin huzuru, sağlığı ve hayat kalitesi. İnanın gerisi hiç ama hiç önemli değil.
Bu listeye eklenecek daha belki çok şey vardır. Ama ben kendi adıma en çok dikkatimi çekenleri ve değişmesini istediğim şeyleri yazmaya çalıştım. 2020 ve 2021 yıllarının birer değişim/dönüşüm yılı olduğunu düşünerek 2022 yılına daha kararlı ve önemli olanın “farkında olarak” bir adım atmaya ne dersiniz?
Hepimize iyi gelsin yeni sene.
Mutlu seneler şimdiden!
Sizi seviyorum! 🧡