Selam!
Uzun zamandır ufak bir ara vermiştim buradaki dünyaya. Bir nevi dijital detox diyelim.
Burası için “Dünya” diyorum çünkü, ekranın dışındaki yaşam alanlarımızda olduğumuzdan çok daha fazla “varız” burada. Yarattığımız “entel/sosyal/ pozitif/üretken/business (!) kimliklerimiz burada her gün bir sürü etkileşim ya da like’lar alıyor. Ve biz “bugün de varım!” diyoruz. Bu bir eleştiri değil. Hatta bir övgü aslında.
Ciddiyim!
Çünkü ekranın dışındaki hayatlarımızda “kendimizi konumlandırıp”, birilerinin “bizi kabul etmesini“ sağlamak, maddi-manevi desteklerini veya takdirlerini almak “sosyal medyadaki kadar” kolay değil.
Mesela iş yaşamı…
İçinde bulunduğun ortama ve senden beklenene ayak uydurmak yerine; kendi kişiliğini, duruşunu ortaya korumanın ve özgüvenli olabilmenin bedeli iş hayatında çok ağır.
Ama zaten işin “kaliteli hikaye “ kısmı burada. Yani bu bedele razı olunca o kadar mükemmel değişimler yaşıyorsunuz ki, sonraki adımlarınızın her birinde kendiniz olmaktan, kendi varlığınızı hissetmekten gurur duyuyorsunuz.
Fakat o bedeli ödemeyip, size sunulana ayak uydurduğunuz zaman, asla yükselemeyeceğiniz bir iş ortamında hem kendi kimliğiniz hem de iş yerindeki kimliğiniz arasında bir “varoluş bunalımına” giriyorsunuz. Bir yandan dev hayaller kuruyor bir yandan da, “o hayali birinin sizin için gerçekleştireceğini sanıyorsunuz. Bu büyük bir illüzyon!
Toparlamak gerekirse, kendimi daha iyi hissetmek, buradaki dünyanın dışında da var olabilmek, gerek Reklam gerekse Halkla İlişkiler ile alakalı gelişmeleri “kaostan uzak kaynaklardan” takip edip, kaosun ve entrikanın olmadığı alanlarda kendimi geliştirmek beni çok mutlu ediyor.
Yani en azından her sabah aynada gördüğüm kişiyi daha çok sevebilmemi sağlıyor.
Ve eğer siz de; tutarsız, toksik insanlarla dolu, size sürekli kimlik bunalımı, özgüven problemi yaşatan, vaktinizden çalan “iş, arkadaşlık ya da sosyal mecralardan” dönem dönem de olsa uzaklaşabilirsiniz.
Sizi çok seviyorum 🧡