Farkında mısınız, ocak ayı hızla akıyor. Bu sabah uyandığımda “Ne ara ayın ortasına geldik” dedim. Sonra aklıma hazırladığım kararlar ve hedefler listesi geldi. Ama bu defa bu konuyu “ayın ortasında düşünmek” beni huzursuz etmedi. Çünkü bilirsiniz, genellikle her yılın sonunda bir sonraki yıl için hedefler belirler ve uzun uzun yapılacaklar listesi hazırlarız. Ve maalesef ocak ayının ortasına bile gelmeden bu kararlar aksamaya başlar ki bu da keyfimizi kaçırır. O yüzden ben son birkaç yıldır tek tek yapmak istediğim şeylerden ziyade “yaratmak istediğim kimliğe” odaklanıyorum. Yani “15 kitap okuyacağım” demek yerine “Okuyan birine dönüşmek istiyorum” diyorum. Çünkü belirlediğimiz hiçbir hedef yaşam tarzımızdan, şartlarımızdan, koşullarımızdan asla bağımsız değildir. Bunları göz ardı ederek hazırladığımız her liste de maalesef yarım kalmaya mahkumdur. O yüzden gelin bugün (henüz çok geç değilken) 2025 yılında uzun listelerle boğuşmak yerine yaratmak istediğimiz kimliğe odaklanalım ve o kimliğin ihtiyaçlarını sıralayalım. Fakat bunun için kendimize öncelikle şu soruları soralım:
Yaratmak istediğim kimlik:
Nasıl giyiniyor?
Nasıl görünüyor?
Sağlık alışkanlıkları neler?
Haftalık rutinleri neler?
Sınırları neler?
Odak noktası nerede?
Nerede yaşıyor?
Kiminle birlikte?
Kariyeri ne?
Sosyal medya profili nasıl görünüyor?
Hangi programları izliyor?
Hangi başarıları/başarı hikayeleri var?
Ne kadar para kazanıyor?
Sosyal medyada ne tüketiyor?
İnsanlar ona nasıl davranıyor?
Kime ilham oluyor?
Boş zamanını ne yaparak geçiriyor?
Bu sorular yalnızca kim olduğumuzu değil, aynı zamanda kim olmak istediğimizi de anlamamıza yardımcı olacaktır. Dr. Carol Dweck’in “Mindset” kitabında belirttiği gibi, bir “gelişim zihniyeti” geliştirmek, hayallerimize ulaşmada en güçlü araçlardan biridir. Ve o zihniyeti geliştirmemize yardımcı olacak bu soruları gerçekçi bir şekilde yanıtladıktan sonra yapmamız gerekenler şunlar:
SMART Hedefler Belirleyelim:
Smart hedefler belirleyelim. Yani spesifik, ölçülebilir, ulaşılabilir, ilgili ve süre kısıtlı hedefler. Hedefimiz eğer sağlıklı bir insan kimliği yaratmaksa, bunu “Haftada üç gün egzersiz yapacağım ve her gün iki litre su içeceğim” diyerek ve eyleme geçerek somutlaştırabilirsiniz. Bu şekilde kontrol edilebilir bir hedefiniz olur ve kendinize ilerleyen zamanlarda küsmezsiniz. 🙂
Tutarlı Küçük Adımlar Atalım:
Çoook klişe ama çoook doğru bir cümle geliyor, hazır olun: Büyük değişimler genellikle küçük adımlarla başlar. Yani, günlük yaşamımızda, bizi hedeflerimize bir adım daha yaklaştıracak ve sürekliliğini aksatmayacağımız rutinler oluşturmalıyız. Örneğin, sabah birkaç dakikamızı ajandamızı ve yapılacakları kontrol ederek geçirmek hem gün içerisindeki işlerimizi aksatmadan yapmamıza hem de uzun vadeli planlarımızı hatırlamamıza katkıda bulunur. James Clear’in “Atomic Habits” kitabı, bu konuda çok değerli ipuçları sunuyor. Ona göre, küçük alışkanlıklar zamanla birer domino taşı etkisi yaratıyor. Kitabı okumanızı da ayrıca tavsiye ediyorum.
Destekleyici Bir Çevre Kuralım ( Bu o kadar kıymetli ki…)
How I Met Your Mother’da Barney Stinson bir partide gençlere şöyle diyordu:
“Eğer yaşadığınız güzel anları anlatacak, o anları paylaşacak gerçek arkadaşlarınız yoksa, yaptığınız her şey boşa gider.”
Elbette tamamen boşa gitmez ama yine de tüm yapıp ettiğiniz güzel şeyleri gören, sizi motive eden ve destekleyen insanlarla çevriliyseniz, bu ilerlemenize çok büyük katkılar sağlar. Bu ilerlemenin anahtarıdır aslında. Ki sadece fiziki yaşam değil, sosyal medya da buna dahil. Orada da güçlü bir kitle oluşturmak, orada doğru içerikleri tüketmek çok ama çok önemli. Harvard Üniversitesi’nin yaptığı bir araştırma, mutluluğun en önemli kaynaklarından birinin güçlü ve sağlıklı ilişkiler olduğunu ortaya koyuyor.
Öz Şefkati Unutmayalım…
Son olarak öz şefkatten bahsetmeliyim. Bu benim hala bocaladığım ama önceki yıllara nazaran biraz daha başardığımı düşündüğüm bir madde. Hedeflerimizi, hayallerimizi sırtlanarak yürüdüğümüz yolda sorunlarla, zamanlama hatalarıyla, yanılgılarla ve elbette haksızlıklarla da karşılaşıyoruz. Ki bu hep devam edecek. Hayat bu, matematiğini çözebilene aşk olsun! O yüzden o yolculuk boyunca en önemli şeylerden biri, kendimize şefkat göstermek. Zorlandığımızda, hatalar yaptığımızda, kaybettiğimizde, korktuğumuzda, yolumuzu şaşırdığımızda durup kendimizi hırpalamak yalnızca kendimize duyduğumuz sevgiyi, güveni, özgüveni yok etmekten başka bir işe yaramayacak. Yeniden başlama hevesini kıracağız içimizdeki çocuğun. Ve bunun kimseye bir faydası yok.
Toparlamak gerekirse yılın henüz çok ama çok başındayız, ama zaman hızlı akıyor. Gelin yapacaklarımıza değil yaratmak istediğimiz kimliğe odaklanalım. Bu kimliğin her şeyi dört dörtlük olmak zorunda değil ya da birilerine benzemek zorunda da değil. Tüm kusurlarına rağmen, bizim yarattığımız, hayatını iyileştirmeye çalışan ve akıllıca hedefler koyan, en büyük gücü başta kendine duyduğu öz şefkatten alan, güçlü ilişkiler kurmaktan da çekinmeyen bir kimlik olmalı bu. Bir kitapta yazıyordu “ Kendin ol, diğer herkes çoktan kapıldı” .
Hadi gelin bugün yılın başında bir hevesle oluştuğumuz o hedeflerin üzerine bir düşünelim. Ve yaratmak istediğimiz kimliği hayal edip ona yazının en başındaki soruları soralım. Kendimizi hırpalamadan, yargılamadan yanıtlayalım. 2025, kendimizi keşfetmek ve hayallerimizi gerçekleştirmek için bir fırsat olsun. Kim olmak istediğimize karar verelim ve o kişi olmaya bugünden başlayalım. Çünkü üzerinde çalışacağımız en değerli proje biziz.💫
Kaynaklar:
- Dweck, C. (2006). Mindset: The New Psychology of Success.
- Clear, J. (2018). Atomic Habits: An Easy & Proven Way to Build Good Habits & Break Bad Ones.
- Harvard Study of Adult Development (Robert Waldinger, 2015).