Merhaba🤎
Umarım harika bir güne uyanmışsınızdır. Ben uykusuzluktan ölüyorum, çünkü kedim kızgınlıkta. Sabaha kadar evin içinde bir o yana bir bu yana bağırıp dolaştı. Ve ben de kızımı teselli etmek üzere uykusuz kaldım, anlamasam da anlattıklarını dinledim.👀
Neyse… Günlerden cuma ve önümüzde dinlenmek için iki koca gün(!) var. Genellikle haftanın tüm yorgunluğunu üzerimizden atmayı iple çeksek de, hafta sonu sudan çıkmış balığa dönüyor ve o 2 günü nasıl değerlendireceğimizi bilemiyoruz. Bir şeyleri yanlış yapıyoruz bence, mesela;
📌Hafta sonu çalışmak…
Hafta sonları mecbur kalmadığımız sürece iş ya da okul amaçlı çalışmak; bizi demotive eder yani stres çemberinin etrafında dönüp dururuz. Bu da bir süre sonra burnout’un kapımızı yumruklaması demek. Halbuki biraz uzaklaşıp nefes almamız da gerekiyor. Çıkın ormanda koşun diyememem tabi ama kapının önüne çıkmak, iki dakika bile olsa yürümek, sevdiğimiz şeylerle uğraşmak iyi gelecektir mutlaka. En azından yenilenmiş hissetmek ve güç toplamak için.
📌Hep aynı şeyleri yapmak…
Tekrarlanan rutinlere takılmak bizi; yenilenmekten ve keşfetmekten alıkoyar. Tam bu noktada “Bugün Aslında Dündü” filmini izlemenizi öneririm. Ne demek istediğimizi daha iyi anlayacaksınız.
📌Tembelllik hakkı var ama…
Evet bazen evde yalnız kalmak ve hiçbir şey yapmadan günü geçirmek de insana iyi geliyor ama bazen de yeni bir hobi edinmek üzere katıldığımız bir etkinlikte; iş ve okul yaşamımızdan daha farklı insanlarla bir araya gelmek de bizi iyi hissettirebilir. Mesela birkaç ay önce bir seramik atölyesine katılmıştım. Ve hiçbir şeye bu kadar uzun süre odaklandığımı hatırlamıyorum. Resetlenmek inanılmaz derecede iyi gelmişti.
📌Egzersiz yapmamak…
Üzerine uzun uzun konuşmaya gerek yok bence. Ama şunu söyleyebilirim; ben beden hareket ettiğinde zihnin de hareket ettiğini düşünüyorum. Ve bu da düşünme biçimimizi ve dolayısıyla yaşamımızı da değiştiriyor, dönüştürüyor.
📌 Yetersiz uyku…
Tüm hafta iş ya da okul sebebiyle çalışarak geçtiği için bütün eğlence ihtiyacımızı hafta sonu gidermek ve bu yüzden de uykusuz kalmayı göze almak çok cazip gibi görünebiliyor. Ama bunun hafta içi günlerde bizlerde odaklanma problemi ve yorgunluk yaratacağını unutmamamız gerekiyor. Yani dengeyi sağlamak önemli.
📌Sürekli teknoloji kullanımı…
Hafta içi zaten fazlasıyla teknolojiye maruz kalıyoruz. Bunu hafta sonu da devam ettirdiğimiz zaman aslında hafta içi bize zarar veren pek çok şeyi de pekiştirmiş oluyoruz. Yani uyku kalitemiz daha da düşüyor, odaklanma problemimiz artıyor ve teknolojiyle fazlasıyla haşır neşir olmanın getirdiği sosyal izolasyon durumu da bir süre sonra sosyal bağları zayıflatarak duygusal problemler yaşamamıza sebep oluyor.
📌Yararlı olmayan endişeler… (Bu benim göbek adım😜)
Kendimizle baş başa kalma fırsatı yakaladığımız hafta sonları, bir şeylerin muhasebesini yaptığımız günlerdir aynı zamanda. Ama bu muhasebeyi yaparken ne geçmiş üzerinde ne de gelecek üzerinde çok fazla durmamalıyız. Çünkü bu yalnızca bizi yersiz bir endişeye sokar. Bazen bu elimizde olmuyor, biliyorum. Çünkü teknolojinin, bilginin çok ama çok hızlı yayıldığı zamanlardayız. E bu da insanların sürekli olarak geçmiş ve gelecekle ilgili düşünceler içinde kaybolmasına neden oluyor. Hayatımıza karşı genel bir memnuniyetsizlik yaşamaya başlıyoruz. Bu da bir domino taşı etkisi yaratıyor ve karar vermede zorluklar, stres ve kaygı, uyku problemleri, verimsizlik gibi bir dizi sorunu da beraberinde getiriyor.
E yapmak lazım?👀
İşin uzmanı değilim ve aynı dertlerden ben de muzdaribim. Ama bana iyi gelen birkaç şeyi tavsiye edebilirim bu noktada. Mesela
🎯 ” Şimdi’nin Gücü” isimli bir kitap var ve bu bahsettiğim overthink meselesini ele alıyor ve bilinçli farkındalık pratiği dediği bir kavramla çözüm öneriyor. Bilinçli farkındalık pratiği de düşüncelerimizi ve duygularımızı gözlemleyerek, onların bizi ele geçirmesine izin vermemek anlamına geliyor. Ve daha pek çok şey var kitapta. Bir bakın derim.
🎯Bir de az önce de bahsettiğim gibi çeşitli workshoplara katılabilirsiniz. Buna gerçekten insanların ihtiyacı olduğunun farkına vardıkları için mi bilmiyorum ama her yerde adım başı bir atölye düzenleniyor. Ve açıkçası iyi de geliyor bence.
🎯Bir önerim de şu olacak. Çok yoğun çalıştığımız zamanlarda filmler, kitaplar, diziler yarım kalıyor ve bu da ayrı bir dert olarak kafamızın içinde yerini alıyor. Benim buna şöyle bir çözümüm var. Bazen hafta sonu okumak üzere maksimum 50-60 sayfalık bir öykü kitabı seçiyorum ve birkaç saatte kolaylıkla bitiyor zaten. Hem motive ediyor hem de sürekli aynı şeyleri düşünmek yerine yeni bir şey öğrenmemi sağlıyor. Kısacası iyi geliyor.
🤎Spotify’dan güzel, sakin bir müzik listesi açıyor ve kitaplığımı, kıyafet dolabımı düzenliyorum. Sonra Pinterest’te gezinip oradaki güzel ve farklı tariflerden birini deniyorum, kendimi şımartıyorum.
Ve gerçekten iyi geliyor bana bunlar.
Benim anlatacaklarım bu kadar. Umarım keyifli yazı olmuştur. Sizler hafta sonunuzu nasıl değerlendiriyorsunuz? Dilerseniz bana @tastimcemberimden isimli instagram hesabımdan yazabilirsiniz, ben de sizin tavsiyelerinizi okumak isterim.
Bir sonraki bölümde görüşmek üzere, kendinize iyi bakın.
Hoşça kalın. Sizi çok seviyoruuumm!🤎