Merhaba!🤎
Ne hissediyorsam hemen yazmak istedim.
Mary ve Max az önce bitti.
İçim o kadar kadar buruk ki… Aynı anda hem güldüren hem de gözyaşlarına boğan, uzun uzun düşündüren çok ama çok güzel bir animasyondu.🍂
İzlerken modern şehir insanının yalnızlığını, iletişimsizliğini, farklı olmanın “öteki” olmakla aynı anlama geldiğini görüyor sonra kendi tuhaflıklarınızı düşünmeye başlıyorsunuz.
Tüm tuhaflıklarınızı anlattığınız, kendinizi daha iyi gösterme çabası gütmediğiniz, beğenilme kaygısı duymadığınız, bazen mantıklı bazen de mantıksız şeyler konuşabildiğiniz birilerinin, hayatınızda olup olmadığını düşünüyorsunuz.
Eğer yoksa, “ acaba böyle biri olsaydı nasıl olurdu?” diyorsunuz.
Düşünsenize sizi gerçek anlamda dinleyen, anlattıklarınıza değer veren, saçma olsa bile bunları yorumlayan ve sınırlarınızın olmadığı bir kişi …
Rüya gibi geliyor kulağa değil mi ?
İşte bu animasyon tam olarak bana bunları düşündürdü.
Hayata, insanlara ve yalnızlığa dair bir öyküyü, naif ama aynı zamanda can yakan tespitlerle, büyük ama ukalaca gelmeyen sözlerle ve birbirinden leziz 2 muhteşem karakterle anlatan bu filmi hemen izlenecek filmler listenize alın.
Ve son olarak benim ve izleyen pek çok kişi için animasyonun en vurucu repliğini buraya bırakmak istiyorum. Zor zamanlarda açıp okuyalım ve kendimizi hırpalamayalım, olur mu?🤎
” Seni affetmemin sebebi mükemmel olmamandır. Mükemmel değilsin, ben de değilim. Kimse mükemmel değildir. Kusurlarımızı kendimiz seçemeyiz. Onlar bizim bir parçamız, onlarla yaşamak zorundayız.”
Sizi çok seviyorum. Ama siz zaten biliyorsunuz bunu! Başka bir yazıda görüşmek üzere!